DİĞER
Emrah Serbes'in asıl ihlalciliği son iki romanında boy gösteriyor. Bu iki roman da, “ben” anlatıcı ergen başkişileri, onların yaşadıkları hayata olan itirazları, kucaklarında buldukları argo ve alkol, daha ilk adımda J. D. Salinger'ı çağrıştırıyor
Ersan Üldes'in Hindi'nin Ruhu romanı, kurmacada yazarın sesi meselesi üzerine düşünmek için hayli bereketlidir. Modern romanda doğrudan müdahale ayrıcalığını kaybetmiş ve kendini silmiş yazar burada üst anlatıcılar aracılığıyla kendini hatırlatır
Roman sanatında yaşanan onca modernist deneyimden sonra bugün hâlâ bu sıfatlara yaslanmak, “sürükleyicilik”, “akıcılık” ya da “tempo”dan bahsedip durmak sadece anakronik değil, aynı zamanda komiktir de...
Bir önceki edebiyatı saf dışı bırakmanın en iyi yoludur mizah. Cervantes’ten alınan bu mirasa sadece Woolf ve Kafka değil, modernist romancıların neredeyse tamamı zannedildiğinden ve yansıtıldığından çok daha fazla sahip çıkarlar
En arındırılmış haliyle modern kelimesi, hiç de “modern” değil. Her çağ kendine zaten modern der, her yeni dönem kendi içinde modern sayılır...
Ersan Üldes'in yeni kitabı Hindi'nin Ruhu raflardaki yerini aldı. Üldes: Ne yazık ki en çok öne çıkarılan şey, yazar kutsalı; varsa yoksa yazarın hikâyesi... Metinler üzerinden düşüneceğimiz döneme ne zaman geçeriz? Ümitsizim.
Siz fazla aldırmayın Ulysses’in asık suratlı, ciddi bir roman olduğunu iddia edenlere. Armağan Ekici’nin güncel argolarla bezeli çevirisi, Ulysses’e yaklaşmak için iyi bir fırsat
Batı Kanonu, oyuncu dili, akıcı kurgusu, tuhaf metotları ve çarpıcı örnekleriyle bir edebiyat teorisi kitabı değil de daha çok bir roman gibi. Harold Bloom da o romanın huysuz karakteri sanki; fevkalâde öznel, sağa sola sataşan, başına buyruk...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık